ÖDEMİŞ İZMİR


Ödemiş HakkındaÖdemiş İlçesi Hakkında BilgiÖdemiş Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Ödemiş Hakkında Herşey, Ödemiş Hakkında Kısa Bilgi, Ödemiş Hakkında Şiirler, Ödemiş Nerede, Ödemiş Hakkında Kısa Bilgi, Ödemiş Hakkında İngilizce Bilgi, Ödemiş Hakkında Ansiklopedik Bilgi, Ödemiş Tarihi Yerler, Ödemiş Hakkında Yazılar, Ödemiş Hakkında Genel Bilgiler, Ödemiş İlçesi Gezilecek Yerler, Ödemiş Köyleri, Ödemiş Mesire Alanları, Ödemiş Piknik Alanları, Ödemiş Hakkında Bilinmeyen, Ödemiş İlçesi Hakkında, Güzel Ödemiş’ miz hakkında Genel Bilgiler bilgiler vereceğiz. İyi Günler Dileriz.


  ÖDEMİŞ İLÇESİ HAKKINDA BİLGİLER

İzmir ili Ödemiş ilçesi İzmir kent merkezine 112 km uzaklıktadır. Ödemiş İzmir'in güney doğusunda yer alan ilçenin koordinatı 38 derece 16 dakika kuzey ve 27 derece 59 dakika doğu’ dur. Ödemiş ilçesi'nin Yüzölçümü: 1082.6 Km² olup Rakımı(Deniz seviyesinden yüksekliği) 123 metredir.

Ödemiş ilçesinin 99 adet mahallesi bulunmaktadır. Bu Mahalleler; Akıncılar, Atatürk, Anafartalar, Bengisu, Cumhuriyet, Emmioğlu, Hürriyet, İnönü, Kuvvetli, Meşrutiyet, Mimar Sinan, Süleyman Demirel, Türkmen, Umurbey, Üçeylül, Zafer, Bademli, Birgi, Bozdağ, Çaylı, Kayaköy, Kaymakçı, Konaklı, Ovakent, Gölcük, Alaşarlı, Artıcak, Balabanlı, Bayırlı, Beyazıtlar, Bıçakçı, Bozcayaka, Bucak, Bülbüller, Büyükavulcuk, Cevizalan, Çamlıca, Çamyayla, Çağlayan, Çayır, Çobanlar, Demircili, Demirdere, Derebebekler, Dereuzunyer, Dolaylar, Emirli, Ertuğrul, Gerçekli, Gereli, Güney, Günlüce, Hacıhasan, Hamamköy, Horzum, Işık, İlkkurşun, Karadoğan, Karakova, Kazanlı, Kemenler, Kemer, Kerpiçlik, Kışla, Kızılcaavlu, Kızılca, Köfündere, Köseler, Kurucuova, Kutlubeyler, Küçükavulcuk, Küçükören, Küre, Mescitli, Mursallı, Ocaklı, Oğuzlar, Orhangazi, Ortaköy, Ovacık, Pirinççi, Sekiköy, Seyrekli, Suçıktı, Süleymanlar, Şirinköy, Tekke, Tosunlar, Türkönü, Uzundere, Üçkonak, Üzümlü, Veliler, Yeniceköy, Yeniköy, Yeşilköy, Yılanlı, Yolüstü, Yusufdere Mahallesidir. Ödemiş nüfusu 2016 yılına göre 131.728 kişidir. Bu nüfus, 65.515 erkek ve 66.213 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %49,74 erkek, %50,26 kadındır.

ÖDEMİŞ ADI NEREDEN GELİYOR?



Ödemiş ilçesinin ismi, 1451 yılında Otamış, 1684 yılında Ötemiş, 1820 yılında son değişikliklerle bugünkü adını almıştır. Ödemiş’in, önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması o sıralarda havzada özellikle doğu kesiminde Ötemiş(ya da Ödemiş) aşireti olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan Türkmenler’in 1684’den başlayarak bugünkü Ödemiş kasabasının olduğu yerde yerleşik duruma gelmeleri ile oluştuğu bilgisini mevcuttur.

ÖDEMİŞ İLÇESİ'NİN TARİHİ

   

Ödemiş ovasındaki en eski insan kültürü günümüzden 13 bin (M.Ö. 11 bin) yıl önceden kalma Konaklı Beldesi’nin 700m. Güneydoğusundaki Soğukluk Deresi’ndeki kanyonda bulunan kaya altı sığınandaki şematik kazıma figürlerdir. Prehistorik(tarih öncesi) devrin, paleolitik (eskitaş) dönemi sonlarında yapılmış olan ve dinsel bir ayini ifade eden bu figürler, aynı zamanda Batı Anadolu’daki en eski insan kültürünü de ortaya koymaktadır. Ödemiş ovasının yerleşim tarihi geç kalkolitik (madentaş) çağından başlamaktadır. Bu çağda en eski yerleşmeleri ovadaki höyükler oluşturur. Bütün höyüklerin özellikle M.Ö. III.binde erken Tunç çağında yoğun biçimde yerleşim görüldüğü, ayrıca M.Ö. II.binde  de yaygın yerleşimin var olduğu bilinmektedir. O sıralarda yöremizde doğudan gelmiş ilk Lydialılar yaşamaktaydı.

   

Hititler yukarı Küçükmenderes havzasına Assuwa ülkesi dediler. Assuwa adı Grekler(Yunanlılar) tarafından  Asia biçiminde söylendi. Romalılar zamanında Asia adı yalnız yukarı Küçükmenderes ovası için değil, tüm Batı Andolu için söylenmiş ve zamanla büyük bir kıtanın adı olmuştur. M.Ö. XIII. Yüzyılda Hitit kralı IV. Tudhaila, Assuwa seferine çıkmış ve yöreyi imparatorluğuna bağlamıştır. Ancak Ödemiş yöre- sinde Hititler’in varlığından kolay kolay söz edilemez. Bu devirde yöremizde bazı yerli bağımsız Beyler ile, Hititler’e vassal prensler hüküm sürüyordu. Hitit devletine M.Ö.XII. Yüzyılda Frigler son verdiler.

       

Ödemiş ovası M.Ö.VIII. Yüzyılın ortalarında Lydia Heraklid sülalesi krallarının hegomanyası altındaydı. Daha sonra Lydia’daki Mermnad sülalesinin kurucusu olan kral Gyges’in yönetimine girdi. Ovanın M.Ö.648’deki Kimmer istilasından etkilenmiş olması gerekir. Adını efsanevi Lydia kralı Tmolos’dan alan Bozdağlar üzerindeki mermer yataklarından Lydialılar yontu yapımında yararlandılar.

 

 

Ödemiş ovasındaki Hypaipa(Datbey-Günlüce) kenti kök boyaları ve dokumaları ile tanınmıştı. Bozdağ’dan elde edilen safran parfümü Lydia dışına satılırdı. Ödemiş ovası Lydia halkınca yoğun biçimde iskan edildi. Bu ovada Lydialılar koyun, keçi ve atlar beslediler. Bu atlara dayalı uzun mızraklı süvarileri ile tüm eski dünyaya dehşet saçtılar. M.Ö. 546’da doğudan gelen Persler Ödemiş ovasını ele geçirdiler. Pers Kralı Kyros, Dioshieron (Christoupolis, Pyrgion, Birgi) kentine geldi. Burada Persler için kutsal alan yaptırdı. M.Ö. 499’da Persler’e isyan eden İonlar, Ödemiş ovasından geçip, Bozdağ’ı aşıp, Sardes’e ulaştılar. Bozdağ’ı aşan ephesos - Sardes yolu İonlar’- ın baskınından sonra önem kazandı. Persler, Bozdağ’da (Tmolos) dağ geçidini koru- mak için beyaz mermerden bir karakol yeri yaptırdılar. Pers kralı I.Artakhsatra, hypaipa’da ulusal Pers kültürünü simgeleyen ‘’Anahita’’ mabedini yaptırdı. Hypaiapa’- da ‘’İrani Lydien’’ denilen ve kabul ettikleri yeni mezhepten dolayı bu adla tanınan bir topluluk oluştu.

   

Ödemiş ovası M.Ö. 334’de Makedonya Kralı İskender’in eline geçti. Bu Hellenistik krallığın Halikarnassos (Bodrum) kuşatan ordusunun bir kısmı general Parmenion yönetiminde Messogis (Aydın) dağlarını ve Ödemiş ovasını geçerek Sardes’e vardı. Hellenistik dönemde Ödemiş ovasına M.Ö. 323’de Antigonos ve daha sonra Trakya satrabı Lysimakhos, M.Ö. 281’den sonra Hellenistik Selevkos krallığı, M.Ö. 229’da Hellenistik Pergamon(Bergama) krallığı ve daha sonra Selevkoslar’dan Achaios’un egemenliğine geçti. M.Ö. 133’de Ödemiş ovasında Roma egemenliği başladı. M.Ö.I. Yüzyılda Kilbianos denilen yukarı Küçükmenderes ovası Ephesos kentine bağlı bir bölge durumuna geldi. Pontus kralı VI.Mitridat M.Ö. 88’den, M.Ö. 85’e kadar Ödemiş ovasını Romalılar’dan aldı. M.S.17’de olan büyük depremden Ödemiş ovasındaki yerleşimlerde etkilendiler. M.S. 26’da Avgustus adına Asya’da yapılacak eyalet tapınağına sahip olmak için roma’ya kurul gönderen önbir kentin içinde Hypaipa(Günlüce)’da vardı. Buna rağmen Hypaipalılar, Persler’in Anaitis(Anahita) mabedine saygıgösterip, Romalılar’a kin beslediler. M.S.II. Yüzyılda Persli Artemis(Anaitis) kültürü çok önemli bir duruma geldi. M.S.II yüzyılın ortalarında Asya eyaletinde görülen deprem ve M.S.165’de Babilonya’dan gelen yıkıcı bir hastalık Ödemiş ovasındaki canlılar için tehlikeler yarattı. M.S.III. Yüzyılda hypaipalılar, Ephesos’daki Büyük Artemis onuruna yapılan spor oyunlarına katıldılar. Roma döneminde Ödemiş yöresinin ün salan en büyük zenginliği kozmetik ve boya sanayiinin yanında, eczacılıkta da kullanılan kaliteli zencefre madenleri idi. Sülüğen de denilen bu civa cevheri önemli dış satım ürünleri arasındaydı. Bozdağ bağcılığı Romalılar döneminde imparator emirnamesi ile korunmaya çalışıldı.

M.S. 395.’den sonra Ödemiş ovası Bizans İmparatorluğu’nun Thracessien Theme’si içinde kaldı. Hristiyanlık Ödemiş ovasına resmen girdi. Ovadaki Pyrgion(Birgi), Hypaipa(Günlüce), Nikaia (Türkönü ?) gibi kentlerde piskoposluklar kurulup, Ephosos metropolitine bağlandı. XII.yüzyılda Pyrgion(Birgi)  ve Hypaipa(Günlüce) metropolitlik (başpiskopos) merkezleri oldu. 1071 Malazgirt muharebesinden sonra Türkler Ödemiş ovasına egemen oldular. Ancak 1098’de Bizans yöreyi geri aldı. Başlarında Beyleri ile Türkmen akıncıları zaman zaman Ödemiş ovasına girdilerse de, Bizans’ın direnmesi karşısında bu akınlar hiçbir zaman kalıcı olamadı. Germiyanoğulları’nın subaşısı Aydınoğlu Mehmet Bey, 1304’de Türkmenler’den oluşan savaşçıları ile yukarı Küçükmenderes havzasına girdi. Pyrgion’daki Katalan ordusunun çekilmesinden sonra Bizans kent ve kalelerini almaya başladı. Birgi merkez olmak üzere 1308’de Aydınoğulları Bey- liği’nin kurucusu oldu. 1333’de ünlü Arap gezgini İbni Battuta Birgi’ye gelmiş, Aydın- oğlu Mehmet Bey’in Bozdağ’daki yaylağı, Birgi’deki sarayı, Birgi medresesini ve yapılan gösteriyi anlatmıştır.

1390’da Aydınoğulları Beyliği’ne son veren Osmanlı sultanı yıldırım Beyazıd ordusu ile Birgi’ye kadar gelmiş, Bozdağ’ı aşarak Sard’a gitmişti. 1402’de Aydınoğulları eski topraklarına yeniden sahip oldular. 1403 kışını Tire’de geçiren Timur Han’ın askerleri Ödemiş ovasında güvenlikten eser bırakmadı. 1406’dan 1426’ya kadar Ödemiş yöresi Osmanlılar ile Aydınoğlu Cüneyd Bey arasında el değiştirdi. Osmanlı Sultanı II.Murad 1426’da Ödemiş ovasına kesinkes egemen olan Tire sancak beyliğine bağladı ve 1443’de yörayi kendine yıllık ödenek olarak ayırdı.

 

  
Sultan II.Selim’in hocası Birgili Ataullah Efendi, Birgi’de bir medrese yaptırarak devrin ünlü bilgini Mehmet Efendi’yi 1563’de buraya gönderdi. İmam-ı Birgivi Mehmed Efendi 1573’de taun hastalığından ölünceye dek bu medresede dersler verdi. Osmanlı Sultanı III.Murad'ın hocası ve 70 kadar eseri olan Birgili İbrahim Efendi, Birgi’de taun hastalığının çıkması üzerine Bozdağ’a kaçtıysa da orada aynı hastalık- tan ölerek Bozdağ Tekkesi’ne gömüldü. 1624’de Birgili bir timar sipahi olan Cennet- karıoğlu yukarı Küçükmenderes havzası halkından söz alarak ayaklanmış, 1625’de Denizli sınırında tutularak Birgi’de kazığa oturtulmuştur. XVII.yüzyılda Ödemiş yöresine gelen gezgin Evliya Çelebi Birgi ehri, Bozdağ yaylası, Erbain bağı, Gölcük, Gülşen kazası( Kiraz ?), Balyambolu (Beydağ) kazası, Tasahorya, Beyköy ve Bey- yaylağı’ndan söz ederek bu yüzyıldaki durumlarını sergiler. 1653 ve 1668’de ovada depremler oldu. 1657,1672 ve 1690’da görülen eşkiyalık hareketleri bastırıldı.1684 de Ötemiş Türkmen oymağının yerleşik duruma getirilmesi ile Ödemiş kentinin temelleri atılmış oldu.

 

XVIII.yüzyılda Ödemiş ovası, merkezi Aydıngüzelhisarı olan Aydın Livası’na bağlıydı. 1739 ve 1850 yıllarında depremler oldu. Atçalı Kel Mehmet Efe’nin kuvvetleri Öde- miş’e egemen oldularsa da 1829’da Yetim Mehmed Ağa tarafından geri alındı. 1832-1834 yılları arasında Ödemiş ve yöresi Mısır Seraskerliği’nin hükmü altında kaldı. 1854’deki Kırım Savaşı’na ovanın zeybeklerinden kayılanlar oldu. 1865’de Birgi’de taun hastalığı çıktı. 1867’de çıkarılan Vilayetler İdaresi Kanunu ile Keles (1948’de Ödemiş’ten ayrılarak ilçeoldu.), Bayrambolu(Beydağ, 1987’de Ödemiş’ten ayrıllarak ilçe oldu) ve Birgi bucak durumuna getirilerek Ödemiş kazasına bağlandı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı başında genel af çıkarılınca yöredeki zeybeklerin önemli kısmı yüze inerek savaşa katıldılar. XIX.yüzyılın yöredeki en tanınmış efeleri Çakıcalı Mehmed ve Kamalı Mustafa’dır. 1 Haziran 1919’da Ödemiş’in Yunanlılar tarafınadn işgali üzerine ovada efe,zeybekler ve halk yeni cepheler oluşturdular. Bozdağ’da Postlu Mestan Efe, Kaymakçı’da Gökçen Hüseyin Efe, Çaylı’da Keleş Mehmed Efe, Köseler’de Ömer Çavuş Efe, Halkapınar’da Mursallı İsmail Efe,Bademli de Kör Bayram Efe açılan cephelerde Yunanlılar’a bir yıla yakın kayıplar verdirdiler.

 

Zamanla Ödemiş yüzünde cepheler dağıldı. Gerilla tipi yıpratma muharebelerinin yerini düzenli ve disiplinli Türk ordusunun muharebeleri aldı. 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’den sonra Yunanlılar 3 Eylül 1922’de Ödemiş’i terk ettiler.

 

Türk Kurtuluş Savaşının Emperyalizme Karşı Anadolu Direnişinde Örgütlü İLKKURŞUN

 

Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesi'ni imzaladığı gün hem I. Dünya Savaşı'nın yenikleri arasında olduğunu olurluyor, hem de her bakımdan bitkin ve yoksun bir durumda olduğu için savaştan çekiliyordu. Son on yılda yüz binlerce gencini giriştiği savaşlarda yitirmiş Osmanlı, yeni bir savaşa ve askerliğe karşı isteksizdi. Ancak bazı yurtseverler ve aydınlar işgal altına giren ya da girmesi düşünülen bölgeleri kurtarmak amacıyla yerli cemiyetler oluşturmanın yolunu seçtiler.

Anadolu'nun birçok köşelerinde Kuvayı Milliyeciler sömürgen emperyalist istilacılara karşı silaha sarılarak direndiler. Ödemiş Kuvayı Milliyesi de bu direnişlerin bir bölümünü, üstelik ilkini oluşturdu.

Anadolu devinimi başlı başına bir ihtilaldir. Her ihtilalin bir başlangıç noktası vardır. Anadolu İhtilali'nin de bir başlangıç noktası olmalı, ulusun silaha sarılarak uğraşıya girmesini sağlayacak değin etkili olmalıydı. Bu nokta güzel İzmir'in 15 Mayıs 1919'da Yunan Ordusu tarafından işgali oldu.

Ancak Ödemiş'teki durum daha ayrımlıdır. İzmir'den Ödemiş'in Mursallı Köyü'ndeki Ismail Efe'nin yanına gelen Mahmut Celal (Bayar) Bey'in de katılımıyla, Ödemiş Kaymakamı Zühtü Bey, Refik Şevket (Ince) Bey, jandarma tabur komutanı yüzbaşı Tahir Bey, jandarma yüzbaşısı Edip (Sarıefe) Bey, Mursallılı İsmail Efe ve kardeşi Ali Efe, Gökçen Hüseyin Efe gibi yurtseverler Ödemiş'in Yunanlılar tarafından işgal edileceğinin duyulması üzerine Kuvayı Milliyeyi daha İzmir'in işgali olayından iki aydan çok bir zaman önce Mart 1919'da örgütlediler. İzmir Valisi Kambur İzzet bu örgütlenmeyi engellemek için Kaymakam Zühtü Bey'i görevinden alıp, 28 Mart 1919'da Erzurumlu Bekir Sami (Baran) Bey'i kaymakam olarak atamış ve başlarında subaylarıyla bir jandarma birliğini Ödemiş'e göndermişse de, hem kaymakam, hem de subaylar ilerleyen günlerde ulusal devinişçilerin yanında yer almışlardı

Ödemiş'te Yiğit Ordusu adıyla Kuvayı Milliye oluşumu tamamlandıktan sonra çarpışacak yiğitlerin komutanlığına getirilen yedek subay üsteğmen Ali Orhan (İlkkurşun) Bey komutasında 30 Mayıs 1919'da 15 yedek subay ve 15 jandarma eri Ödemiş'in batısındaki Hacıilyas Köyü tepelerini tutmak için yola çıktı.

31 Mayıs 1919 günü Ödemiş'teki Kuvayı Milliye örgütü komutanı yüzbaşı Tahir Bey, emir subayı Hamit Şevket (İnce) Bey ve harekat subayı Ahmet Rıfat Bey yanlarında 50 gönüllü ile Ödemiş'ten törenle Hacıilyas Köyü'ne gittiler. Doktor Mustafa (Bengisu) Bey, Hacıilyas Köyü'nün doğusunda bir sahra hastahanesi kurarak, cephe gerisinde önemli bir hizmeti yerine getirmiş oldu. Tire ile Ödemiş arasındaki Zincirlikuyu'da Tire'den gelebilecek Yunan saldırısına karşı, komutasındaki 100 Ödemiş'li milisle önlem alan yedek subay teğmen Ahmet Şükrü (Konuk) Bey komutasındaki direnişçiler de hesaba katılırsa Ödemiş'li çarpışmacıların toplam sayısı 250 ya da 260 kadardı. Diğer noktalara bırakılan ve çarpışma dışı kalan savaşçılar ise yanları denetlediler.


30 Mayıs akşamına doğru Ödemiş'ten Kayıkçıoğlu Molla Hüseyin ile birlikte 60 değin Ödemişli milis geldi. Başçavuş Sezai ve arkadaşları ile kuzeydeki Kayaköylülerden de direnişe katılanlar oldu.

Sabah saatlerinde başlayan çarpışmalar, geç saatlere değin Yunan taburunun üstün saldırısı ile sürdü. Ödemiş'li direnişçiler tüm olumsuzluklara karşın bulundukları noktaları bırakmadılar. Ancak mermileri tükenmek üzereydi. Saat 17.00 sıralarında akşamüstü bir zeybek gelerek: “arka sırtlarda Çolak Ahmet Efe'nin kızanlarıyla birlikte direnişçileri beklediğini, düzenli olarak çekilmelerini” söyleyerek Hacıilyas'taki direnişçileri geri çağırdı.

Direnişçiler adım adım bulundukları yeri savunarak Hacıilyas Köyü sırtlarından çekilmek zorunda kaldılar. Ödemiş'li direnişçilerin boşalttığı köylere giren Yunan askerleri halka üzgü, ezinç ve kıyıcılıkta bulundular.

Ödemiş halkının örgütlü bir biçimde Hacıilyas'da ilkkurşunu sıkması, arkasından Postlu Mestan Efe'nin kurduğu kuvayı milliye milisleri ile Birgi'ye baskınlar vererek Yunanlılar'ı kayıplara uğratması kırsal kesim insanında yüksek gönülgücü yaratmış, neredeyse bir yılayakın bir süre Yukarı Küçükmenderes Havzası'nda emperyalizme karşı kanlı çarpışmalara girişmelerine neden olmuştu.

Yörede oluşan ulusal müfrezeler belirli cepheler kurarak Yunanlılar'a karşı koydular. Müfrezelerdeki savaşçıları zeybekler ve eli silah tutan diğer halk oluşturuyordu. Askeri kıtalar ise Aydın yüzünün Köşk mevkiinin kuzey dağları ile, Ovakent (Adagide)'in Başçayır denilen yerinde birleştirildi. Bir yıla yakın bir süre için de olsa özgürlük türküleri dağlara, kayalara çarparak yankı verecekti.

Düzenli Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu kurulup I. Inönü, II. Inönü, Sakarya Meydan Savaşı utkularının kazanılması ve en son 30 Ağustos 1922'de Mareşal Mustafa Kemal Paşa yönetimindeki Türk Ordusu'nun Afyon Ovası'nda Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı kazanmasından sonra Yunan Ordusu İzmir'e doğru kaçmaya başladı. Kaçarken de yakıp, yıkıp, soykırım uygulayarak Türklere kıyıcılıkta bulundu.


Ödemiş'lilerin Hacıilyas Köyü'nde direnişi ve bunun emperyalizme sıkılmış ilkkurşun olmasındaki önemi, onun bir halk gücü tarafından atılmış, direnişin halktan gelmiş olmasında ve Kuvayı Milliye etkinliğinin ilk kez örgütlü bir biçimde Ödemiş'te uygulanmış olmasındandır. Ödemiş'te halk coşarak kendiliğinden direnişe karar vermiş, silaha sarılarak Hacıilyas Köyü'nde işgalci, emperyalist-sömürgeci düşmana ilkkurşunu sıkmış, Kuvayı Milliye'nin ilk vuruşmasını burada yapmıştır. Eylem zayıf gibiydi, ama halkın kendisinin silaha sarılması bakımından önemliydi.

Ödemiş'in genç kuşakları dedelerinin emperyalizme karşı yiğitçe kafa tutup direnişiyle övünç duyarlar. Bu çarpışmalarda şehit düşen dedelerimizin değerli anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.


Yunanlıların İzmir'i 15 Mayıs 1919'da işgalinden 2 ay önce, işgale karşı bir direniş oluşturmak için kurulan "Gizli Cemiyet" üyelerinden kimilerinin 1919 yılı ilkbaharında Ödemiş'te çektirdikleri fotoğraf. Ön sırada oturanlar soldan sağa doğru: jandarma yüzbaşısı Edip Bey (Sarı Efe), İttihat ve Terakki Partisi İzmir sorumlu temsilcisi Mahmut Celal (Bayar) Bey, hukukçu Refik Şevket (İnce) Bey, Ödemiş Halkapınar cephesini kuran Mursallılı İsmail Efe, yanında ayakta duran İsmail Efe'nin oğlu Hüseyin Efe. Arka sırada ayakta duranlar soldan sağa doğru: Hüseyin onbaşı, Kasap Recep, Ahmet Çavuş, Durmuş Ali Efe ve bir zeybek. Bu fotoğraf karesinden günümüze yansıyan ise Ödemiş'te Kuva-yı Milliye'nin başlamasıdır.

Ödemiş İlçesi'nin Tarihi

Ödemiş

 

Behiç Galip YAVUZ

Tarih Araştırmacısı ve Yazarı

Konak ziyaretleri ücretli olup, bilet: 3 TL'dir. Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.


ÖDEMİŞ İKLİMİ

Bölge Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. İlçede yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağmurlu geçer. Bozdağlar ve Aydın dağlarına kar yağar, nem oranı %64 dür. Ödemiş bitki örtüsü genelde makidir. Dağlarda meşe ağacı türleri, kestane ve menengir kızılçam ağaçları yetişmektedir. 
 

ÖDEMİŞ EKONOMİSİ

Ovada ise ceviz, incir, kavak, fıstıkçamı, turunçgiller, zeytin ve meyve ağaçları yer almaktadır. Ödemiş'in ekonomisi tarıma dayalı olup ilçe yüzölçümünün %36 sı tarım arazisidir. 21 bin aileden fazlası tarımla uğraşmakta ve geçimini böylelikle sağlamaktadır. Başlıca tarım ürünleri Patates, İncir, Zeytin, Susam, Kestane, Tütün, Üzüm, yaş sebzelerdir. Yöre verimli topraklara sahip olup, tarlalardan bir yılda üç ürün kaldırılabilmektedir. Ayrıca Bademli yöresi meyve fidanı yetiştiriliciliği ve kiraz üretimi alanlarında Türkiye ekonomisinde büyük bir paya sahiptir. Ayrıca Ödemiş'te üretilen bir diğer önemli ürün ise Ödemiş  Tulum Peyniri'dir. Tüm Ege bölgesinde enfes tadını bilmeyen yoktur. 

Ödemiş'in sanayi yapısı da tarımsal hammaddelere dayalıdır. Ayrıca imalat sanayi içinde değerlendirilecek iş makineleri, çelik döküm, elektronik, süt ürünleri, plastik, ağaç ürünleri, zeytinyağı vb. fabrikalar ve işletmeleri bulunmaktadır. Sanayileşme yönünde özellikle son yıllarda önemli adımlar atılmaktadır.

Süt Üretimi

Ödemiş İlçesi günlük 800 tona yaklaşan süt üretimi ile ülkemiz süt üretiminde önemli bir yere sahiptir. İzmir Türkiye Süt üretiminin %10' unu karşılamaktadır. Bu payın %73' ü Küçük Menderes Havzasında gerçekleşmektedir. Ödemiş süt üretimi Küçük Menderes Havzası süt üretiminin %36'sıdır. Ödemiş süt üretimi, İzmir İli üretiminin %24' ünün karşılamaktadır. Ödemiş süt üretimi, Türkiye süt üretiminin %2,5' i kadardır.

2012 Yılı Destekleme Bilgileri

Süt Miktarı: 208.795.171,04 litre

Destekleme Tutarı: 12.048.916,34 TL

Ödemiş ilçesinde Süt İşleyen Mandıracılık Faaliyetinde Bulunan Firmalar; Alkış Mandıra, Arapoğlu Süt, Bademli Süt, Binnur Süt, Çınar Mandıra, Engin Akdağ, Faruk Ayvaz, Gölcük Süt, Görgen Süt, Görgenler Süt, Gür Süt, Halıcı Süt, Halıcıoğlu Mandıra, Helvacıoğlu Süt, İnan Süt, İsmailoğulları Süt, Me-fe Süt, Nilsan Süt, Ödemişli Ada Kard., Özkaynak Süt, Ulus Süt, Ulussan Mandıra, Yallıoğlu, Zeybek Süt, Necdet Ekinci, Efem Süt, Ümit Eker, Erdem Ergin, Bulgu Süt, Sütaş'tır.

İpek böcekçiliği

Geleneksel İpek Böcekçiliğinin Yeniden Ödemiş Ekonomisine Kazandırılması

1) Konunun önemi ve gerekçesi:

Ödemiş ekonomisinin yöresel ürün yelpazesi içinde İpekçiliğin tarihi önemi bulunmaktadır. Zamanında yöre ipekçiliğini canlandırmak için her türlü desteğin verildiği bilinmektedir. Ancak, gelişen ekonomik şartlar ve çeyiz geleneğinin farklılaşması, yöremizdeki ipekçiliği uzun zamandan beri olumsuz olarak etkilemiştir.


Globalleşen dünya ekonomisinin yarattığı şartlar içinde yerel pazarlarda değer bulmayan birçok ürün gibi ipek de dış pazarlarda değer bulmaya başlamıştır. Her ne kadar ithalat yoluyla ülkemize ipek girmekte ise de yerel pazarlarda kalitesi itibariyle maliyeti yüksek olmasına rağmen yerli ipek aranmaktadır.

İpekböcekçiliği, çok fazla yatırım gerektirmeyen ve küçük ölçekte yapılan, ipekböceğinin tek besin kaynağı olan dut yaprağının sağlanmasıyla başlayan ve kozadan ipek ipliğine işleninceye kadar süren yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak sürdürülmektedir. Arazilerin diğer tarım dallarına elverişli olmadığı yörelerde gelir kaynakları çok kısıtlı ailelerde yaş koza üretimini genellikle yaşlılar ve kadınlar gerçekleştirmektedir. Tüm aile fertlerinin emeklerinin değerlendirilmesinde, kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesi ve tarımsal gelirin daha dengeli dağılmasında önemli derecede etkiye sahiptir.

Ülkemizin birçok yerinde geleneksel ipekböcekçiliğini teşvik ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Bunlardan en iyi örnek Diyarbakır Kulp ilçesinde uygulanan AB kaynaklı projedir. İlçemizde de bireysel ve gönüllülük esasıyla çalışmalar bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse Gönüllü öğretmen Gülfer KESKİN, son 3 yıldır Birgi'de Koza Birlikle beraber kadınlara destek kapsamında, bu üretimin canlandırılması için kişisel olarak çalışmalar yapmıştır. Varılan sonuç, kadınların bu üretimi çok ilkel şartlarda yaptığı, her türlü bilgi aktarılmasına rağmen yine de alışkanlıklarından vazgeçmedikleri, ayrıca üretimin az olmasından kaynaklanan nakliye sorunlarının yaşandığı, örgütsüz kişisel özverilere dayalı olarak yapılan üretimde zorluklar yaşandığı, üretimin artırılabilmesi için kadın gruplarına yönelik üretim evleriyle ilgili eğitim yaptırılmasının özendirici olacağı yolundadır.


Sonuç olarak; yöremizdeki geleneksel ipekböceği ve ipek üretiminin yeniden canlandırılması için Koza Birliği ile işbirliğinin artırılarak, üretici sayısının çoğaltılması Ödemiş ekonomisine etkin katkısının sağlanması vegelecek nesillere aktarılabilecek bir planlama ve disiplin içinde ele alınarak "sürdürülebilir bir sektör" oluşturulması düşünülmektedir.

2) Konunun aktörleri:

a) İlgili sorumluları: Ödemiş Belediyesi, Ege Üniversitesi Ziraat Meslek Yüksek Okulu, İlçe Tarım Müdürlüğü.

b) Katkı koyacak unsurlar: Sivil Toplum Örgütleri Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi Kadın Ekonomi ve İstihdam Çalışma Grubu.

3) Önerilen çözümler:

Yerel yönetim olarak Ödemiş Belediyesinin kolaylaştırıcı önlemler alarak yapılacak çalışmalara yardımcı olması.

4) Yapılacak işler:

a- Kökleri tarihimizin derinliklerine dayanan geleneksel ipekböcekçiliğimizin alternatif bir gelir kaynağı olarak teşvik edilmesi için afiş, broşür ve basın aracılığıyla gündemde tutulması, bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.

b-Kentimizde bulunan dut ağaçlarının gelecek yıllarda yeterli olmayacağı ihtimaline karşılık olarak uygun alanlara dut ağacı dikimine öncelik verilmelidir.

c- Yapılacak duyurulardan sonra üretime talip olan girişimcilerin tespit edileceği başvurularının alınacağı bir nokta oluşturulmalıdır.

5) Bütçe ve kaynaklar :

İpekböceği tohumları ile eğitim çalışmaları Koza Birliği tarafından sağlanacaktır.

GELENEKSEL ÖDEMİŞ YEMEKLERİ

İzmir Ödemiş’in geleneksel yemekleri arasında ev yapımı küçük kabuklu kumpir kızartması benim liste başı yiyeceğim. Bunun dışında ise; yağda kızartılmış kıtır ekmek üzerindeki meşhur Ödemiş Köftesi, Töngül Katmeri veya pidesi, Keşkek, Ekmek Dolması, Yağlı Sulu Akıtma, Kestirme Çorbası, Höşmerim, Ödemiş poğaçası, Heybeli Çorba, Yağlı Ekmek, Sinkonta, Isırgan Avunması, Dibile, Kaba Kaşı Tatlısı, Kalbur Bastı gibi yemek ve tatlıları vardır.


Ödemiş'te gireceğiniz her sokakta en az bir tane köfteci çıkar karşınıza. Düğünlerde davetlilere ikram edilir keşkekle birlikte.. Gelenek haline gelmiş gel zaman git zaman bu köfte. Köyde sıkılan kalkıp köfte yemeye gider ilçeye :) öğleden sonra köfteciler kapalıdır. Çünkü kıyması yoğrulduktan sonra bir gece bekletilir bu yüzden kıyması biten köfteci kapatır. Köfte yiyecekseniz acele etmeniz lazım ;)

Ödemiş kebabının orijinal ismi Hafız'ın kebapıymış. Mübadele sırasında gelen göçmenlerle birlikte gelmiş bir lezzet. Zamanla Hafız'ın çırakları köfteyi kendi açtıkları mekanlar sunmuşlar ve Ödemiş'in vazgeçilmez lezzeti haline gelmiş. Köfte kaburgaya yakın yağlı etlerden yapılıyormuş ve içersine %25 civarında irmik giriyormuş. Aslında ızgara olarak pişiriliyor ama en son tereyağında çevriliyor. Ustanın yağlı mı yağsız mı diye sormasının nedeni de işte bu ızgara köftenin yağda çevrilip çevrilmeyeceği. Eh haliyle tereyağın değdiği her şey gibi bu da daha lezzetli oluyor. Köftenin başka bir özelliği de tereyağ ve toz bibere batırılmış ve küçük parçalar halinde kesilmiş ekmeği.

“Ödemiş Kebabını dana etinden, etin yumuşak ve kaburga kısmından yapılır. Bir kilo et % 25 (250 gram) irmik, kimyon, karabiber ve tuz ile karıştırılır. Bu kebabın en önemli özelliği bir gece dinlenmesidir.

MALZEMELER: 1 kg yağsız kıyma, 150 gr. kıyılmış böbrek yağı, İki baş soğan,

İki çay kaşığı karbonat, İki yemek kaşığı süt tozu, 2  yumurta sarısı

HAZIRLANIŞI: Kıyma ve böbrek yağı yoğrulacak ve kıyma makinesinde çekilecek. İki baş soğan rendelenecek iki çay kaşığı karbonat ve iki yemek kaşığı süt tozu 1 yumurta sarısı da kıymalı karışıma eklenerek iyice karıştırılarak yoğrulucak ve tekrar kıyma makinesinden geçirilecek. Bu karışım bir gün dinlendirilecek. Daha sonra tavada ham zeytinyağında kızartılacak. Çavdar ekmeği kare kare kesilecek ve kırmızı biberle zeytinyağına bulanıp tabağa yerleştirilecek, kızarmış köfteler de bu tabağa yerleştirilecek…

Ödemiş Kebap Nerede Yenir? 

Ödemiş’in ünlü tereyağlı kebabını en iyi yapanlardan biri dededen toruna üç kuşaktan beri kebapçılık yapan Hurşit Usta’dır. Hurşit Usta, Ödemiş’in ünlü kebabını şöyle anlatıyor:

Eğer Hurşit Ustada kebap yemek isterseniz en geç saat 15.00’e kadar gelmeniz gerekmektedir aksi takdirde yetişemezsiniz. Ödemiş Kebap Tereyağ, toz kırmızı biber ve domates ve sumaklı soğan salatası ile servis edilir ve mutlaka sıcak ekmekle servis edilir.

Ödemiş Kebabı daha yağsız versiyonunu denemek isterseniz o zaman Ödemiş Kasaplar Çarşısının Kuzey kapısında bulunan İsmail’in Yerinde yemenizi tavsiye ederim. İsmailin Yerinde ayrı bir lezzetin Hurşitin Yerinde ayrı bir lezzetin sizi beklediğinden emin olabilirsiniz ve bu lezzeti hala tatmadıysanız çok kaybettiğinizi kabul etmeniz gerekecektir.

 

Fiyatları: bir porsiyon 8-10 tl

 

Adres : Hurşit Kebap Cumhuriyet Caddesi No:14 / ÖDEMİŞ / İZMİR

Telefon : 0 232 545 40 98

 

Adres:İsmail’in Yeri: Lozan Meydanı Yanı Kasaplar Çarşısı



ÖDEMİŞ TURİZM


DOĞAL ÇEKİCİLİKLER : Çam ormanları arasında bulunan doğal göl (tektonik), dağlar (Bozdağ), manzara güzellikler,Doğal şifalı bitkiler.Mermeroluk, Asırlık Ağaçlar.

KÜLTÜREL ÇEKİCİLİKLER: Köyler.yerel tarımsal ürünler.yöresel kadın el sanatları.ipekçilik ve ipek dokuma, el zanaatları, yöresel yemekler ve geleneksel oyunlar (Deve güreşleri. Rahvan At Yarışları, Karambol Oyunu, Güzel öten Kanarya Yarışması, Horoz Dansları)

KONAKLAMA OLANAKLARI: Otel, pansiyon.

YEME-İÇME OLANAKLARI : Lokanta, kahve, çay bahçesi.

SPOR EĞLENCE OLANAKLARI: Futbol, basketbol, tenis, yüzme, yamaç paraşütü, sörf (Gölcük), kayak (Bozdağ Kayak Merkezi), olta balıkçılığı, avcılık.

ALIŞVERİŞ OLANAKLARI HEDİYELİK EŞYALAR:

Cumartesi günleri ilçe merkezinde kurulan kadın el sanattan pazarı ve yöreye uygun bal.zeytin, peynir, narenciye, yaş sebze ve meyveler. Tarihi Arasta.

TURİZM VE ÇEVRE İLE İLGİLİ: Ödemiş Yerel Gündem 21, Çevre Kültür ve Turizm Birliği

TANITIM MALZEMELERİ : web sitesi (www.odemis.bel.tr), cd, broşür

TURİZM DANIŞMA BÜROSU : Yok


FESTİVAL ŞENLİK: 3 Eylül Kurtuluş günü şenlikleri ve 3-13 Eylül Ödemiş Milli fuarı ve kültürel etkinlikleri. Ödemiş süs bitkileri fuarı. Milli fuar çerçevesinde tarım ve çocuk kitapları fuarı. Mayıs ayının son haftası pazar günü İlkkurşun Bayramı yine Mayıs ayının son haftasında Bademli kiraz festivali, dini bayramların haftasında Konaklı'da Davut Dede Şenliği, Hamamköy’de Gencer Şenliği, dini bayramları takip eden haftanın pazar günü Bademli'de Selli Bayramı.

ÖDEMİŞ GEZİP GÖRÜLECEK YERLER



ÖDEMİŞ’TE BAŞLICA TURİZM UNSURLARI

Kültür Turizmi : Birgi, Bademli, Günlüce, Kayaköy, Lübbey (Çamyayla)

İnanç turizmi: Ulu Cami ve Aydınoğulları Türbesi (Birgi), İmam-ı Birgivi Türbesi (Birgi),

Kış Turizmi : Bozdağ Kayak Merkezi (Bozdağ), Kayak, Snowboard.

 

Eko Turizm :

Yayla turizmi: Gölcük, Bozdağ ve çevresi, Tekke, Subatan, Çamyayla, Horzum, Kemer, Hamamköy, Başova, Ayvacık

Ornitoloji (kuş gözetleme) turizmi: Başova

Foto safari: Birgi, Bozdağ, Gölcük, Bademli, Kayaköy, Hamamköy, Lübbey, Günlüce (Hypaipa), Kemer, Yılanlı

Botanik (bitki inceleme) turizmi: Bozdağ, Çamyayla, Horzum, Subatan, Başova, Ayvacık yaylaları

Kamp-karavan turizmi: Gölcük

Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler :

Yamaç Paraşütü: Ovacık, Gölcük, Subatan , Hamamköy yaylaları ve Ayı çukuru mevkii.

Mağaracılık sporu: Ayvacık Düdeni, Ödemiş Subatanı

Bisiklet turları: Birgi, Bademli, Kayaköy, Günlüce, Gölcük, Bozdağ, Elmabağı, Subatan yaylası

Olta balıkçılığı: Gölcük

Su sporları ve tekne turu: Gölcük

Dağ ve doğa yürüyüşü: Bozdağ, Gölcük, Çamyayla, Birgi, Hamamköy, Subatan, Ayı Çukuru

Dağcılık: Bozdağ doruğu (2159 m.), Kumpınarı Tepesi (2070 m.), Hacetdede Tepesi (1831 m.), Keldağ tepesi (1372 m.).

ÖDEMİŞ ÇEVRESİNDE BULUNAN ANTİK KENTLERİMİZ

NEİKEİA ANTİK KENTİ                                                                                                                 

Neikeia antik kenti, eski Lydia bölgesinin unutulmuş ören yerlerinden biridir. Ödemiş ilçe merkezinin 10 km doğusunda, Türkönü ve Kurucaova köyleri yakınındadır.

Neikeia kentinin adı İÖ. 1.-İS. 1. Yüzyıla kadar kaynaklarda hiç geçmez. Bu nedenle kuruluş tarihi hakkında kesin bir şey söylenemez. Bu tarihten itibaren sikke basmaya başlayarak bir kent olarak tarih sahnesine çıkar.

Doğu Küçük Menderes havzasında Hypaipa (Günlüce) ve Dioshieron (Birgi) ile birlikte kendi adına para basabilmiş üç kentten biridir. Kentteki sikke darbı İ.S. III. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. Bazı paralarının arka yüzünde Sağlık Tanrısı Asklepios'un, hijyen ve temizlik tanrıçası, kızı Hygeia'nın ve çoğu kez oğlu kabul edilen, nekahet tanrısı cüce Telesphoros'un resimleri bulunmaktadır. Hastalıktan kurtulma, nekahet, sağlık ve temizliği simgeleyen tanrı betimlemeleri kentin bir tür sağlık merkezi olarak kabul edilmiş olabileceğini düşündürmektedir.


Neikeia kenti önemini zincifre denen civa sülfür yataklarına borçludur. Romalı doğa tarihçisi Plinius'un (Naturalis Historia XXXIII/37) bildirdiği üzere, Eskiçağlarda Kilbiani denen bu yöre dünyanın en kaliteli zincifre (civa sülfür) madenleriyle ünlüydü. Zincifre yakın tarihlere kadar tıp-ilaç sanayinde antidot yapımında, özellikle deri hastalıklarının tedavisinde, kozmetik ve boya sanayilerinde kullanılan bir maddeydi ve Ephesos limanı aracılığıyla tüm dünyaya ihraç edilmekteydi. Ortaçağlarda 'zencefur merhemi' (kırmızı demir boyası) deri hastalıklarının tedavisinde kullanılıyordu.

Harabelerin güneybatı eteklerinde, üretimini 50 yıl kadar önce durdurmuş bir cıva maden ocağı bulunmaktadır. Yakın çevrede çok sayıda maden galerileri ve bir de açık ocak vardır. Bu durum mineralin Neikeia kentinden çıkarılmış olduğuna işaret etmektedir.

Neikeia XIX. yüzyıldan beri birçok Batılı bilim adamının araştırmalarına sahne olmuştur. Yüksekçe bir tepenin yamacında teraslar üzerine kurulmuş bulunan kentin kalıntıları bugün büyük çapta toprak altında kalmıştır. Yaklaşık 4-5 bin kişilik tiyatrosu, sarnıçları, önemli kamusal yapıları, kiliseleri ve büyük bir alanı kapsayan nekropolüne ilişkin kalıntılar geniş bir sahaya yayılmış durumdadır.

Antik kentin yayılım alanını (territorium) arkeolojik sondaj kazıları yapmadan belirlemek ve sağlıklı bir hükme varmak pek mümkün değildir. Henüz belgelemeye yönelik ciddi bir araştırmaya konu olmamış ve bu nedenle kesin sınırları da saptanamamıştır.

Neikeia Antik Kenti Konulu Tematik Sergi

Henüz tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmamış ve gerekli önemi görememiş olan Neikeia Antik Kenti'ni yöre halkına tanıtmak amacıyla Müdürlüğümüz teşhir salonunda kente ait sikkeler, pişmiş toprak kaplar, bronz aletler, camlar ve mermer eserlerden oluşan bir sergi düzenlemesi yapılmış ve ziyarete açılmıştır. Sergi halen müzede ziyaret edilebilmektedir.

HYPAİPA ANTİK KENTİ

Hypaipa Antik Kenti, bereketli Küçük Menderes (antik Kaystros) ovasına yukarıdan bakan Bozdağların (antik Tmolos) güney yamacında yer alan bir Lydia şehridir. Antik Çağ'ın iki önemli kenti Sardeis ve Efes'i birbirine bağlayan kısa yolun üzerinde stratejik açıdan önemli bir noktada kurulmuştur. Yukarı Küçük Menderes havzasının ilk ilk şehirdir. Dans eden güzel kadınlarıyla ünlü kent Roma İmparatoru Gordinaus devrine kadar kendi paralarını basmıştır.


Hypaipa Kenti hakkında mevcut bilgi çok azdır. Strabon, Tacitus, Pausanias gibi bazı antik çağ yazarları coğrafi konumu hakkında kimi bilgiler verseler de kentin tarihi ve kuruluşundan söz etmezler. Kent Persler'in Tanrıça Anahita için kurduğu tapınağı ile ünlüdür. Aniatis Yunan Ana Tarıçası Artemis ile Pers şifalı su tanrıçası Anahita'nın birleşmesinden ortaya çıkmış ve zamanla Lidya ülkesinin baş tanrısı haline gelmiştir. O devirde basılan madeni paraların üstünde bu tanrının resmi vardır.

Arakhne Efsanesi

Hypaipa hakkında bilinen en ünlü efsane Arakhne efsanesidir. Bu söylenceye göre Hypapialı genç kız Arakhne o kadar güzel nakışlar işler ve kilimler dokurmuş ki, periler bile onu şaşkınlıkla izlerlermiş. Kız, el işi konusunda bildiklerini kentteki diğer kadınlara da öğretmiş. Arahkne bununla da kalmayıp, insanlara el işi öğreten Tanrı Athena'dan bile daha güzel gergef gerebileceğini iddia etmeye başlamış. Athena bu duruma çok sinirlenmiş ve yaşlı bir kadın kılığına girip kızın yanına gitmiş. Ona alçak gönüllü olmasını ve tanrıların işine karışmamasını söylemiş. Ancak Arakhne yaşlı kadının sözünü dinlemek bir yana Athena ile yarışabileceğini söylemiş. Bunu üzerine Tanrıça kim olduğunu açıklamış ve gergef yarışına başlamışlar. Athena Olympos Dağında yaşayan ünlü 12 tanrıyı, Arakhne ise Baş Tanrı Zeus'un Eorupe'yi kaçırışını nakşetmiş. Yarışma tamamlandığında kızın kendisinden daha iyi olduğunu gören Tanrıça daha da sinirlenerek onu örümceğe çevirmiş. Böylece Arakhne, sonsuza dek nakış işlemek yerine ağ örmekle cezalandırılmış.

Halk arasında oldukça popüler olan bu efsaneden hareketle Hypapia'nın Lidya'da önemli bir yün dokuma ve kumaş boyama merkezi olduğu sonucuna varılabilir.

Hristiyanlık döneminde önemini koruduğu anlaşılmaktadır. Kilise kayıtlarına göre Efes Metropolitine bağlı bir piskoposluk merkezi olan kent İ.S. 12. Yüzyılın sonlarında kısa süre metropolitliğe yükseldi.

Hypaipa günümüzde ilçemiz Ödemiş'e birkaç kilometre mesafede bulunan Datbey (Günlüce) Köyü sınırları içindedir. Ortasından akan bir dere üzerine kurulmuş, sağlam durumdaki dört köprüsüyle dikkat çekicidir. Tarihi eserleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kentte 2012 yılından beri Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün yürüttüğü yüzey araştırmaları yapılmaktadır.

BEYDAĞ (PALAİAPOLİS) KALESİ 


Beyköy yolu üzerinde yüksekçe bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Kuzey ve doğu duvarları mevcut olan ve çift sıra surdan yapılmış olan kalenin Roma İmparatorluğu Dönemi’nde yapıldığı tahmin edilse de, yapılan kazı çalışmalarında bulunan Klasik Döneme ait seramik parçaları, kalenin daha önceki dönemlere tarihlendirilebileceğini düşündürtmektedir. Antik çağlarda Lidya bölgesi sınırları içindeki Kilbiani yöresi kentlerinden biri olarak geçen Palaiapolis 17-18 m kadar yükseklikte ve 150 m kadar çapında bir höyük üzerinde kurulmuştur. Olasılıkla Geç Antik Dönemde etrafına bir sur çekilerek kale haline getirilmiş ve içine bir kilise inşa edilmiştir. Erken dönem kilisesi, 6. Yüzyılda yaşamış Bizanslı coğrafyacı Hierokles’in sözünü ettiği, Ephesos metropolitliğine bağlı Palaiapolis piskoposluk merkezine ait olmalıdır.


Kiraz (Koloe) Hisar Kalesi: Surları, köy yerleşimi içinde kalmış ve birçok yapı sur duvarlarına yaslanmış durumdadır. Kalenin sur ve burçlarından çoğu yıkılmış olup, ayakta kalabilenler ise kalenin güneybatı kısmında bulunmaktadır. Kalenin iç kısmında yoğun bir yapılar grubu bulunmakta, ayrıca mevcut sur duvarlarını dıştan güney doğu yönünde yapılar çevrelemektedir. Gerek içten gerek dıştan bazı yapılar sur duvarlarına bitişik durumdadır. Kale, kaba ve moloz taşlardan harç kullanılarak inşa edilmiştir. Roma-Bizans dönemi eseri olan Hisar Kalesi, Aydınoğlu Beyliği ve Osmanlı Devleti dönemlerinde onarım görmüştür.

BOZDAĞ KAYAK MERKEZİ

 

Bozdağ Kayak Merkezi, İzmir ili, Ödemiş ilçesi, BozdağBeldesi sınırları içinde Bozdağ'da kurulmuştur. BOZDAĞ, hem birbeldenin hem de dağın ve kayak merkezinin adıdır. Beldeden çıkıp dağın zirvesine doğru kıvrılarak ilerleyen yol Bozdağ Kayak Merkezi'ne çıkmaktadır.

Tesiste, Aralık ayından Mart ayı ortalarına kadar kayak yapmak mümkündür. Normal kış koşullarında kar kalınlığı80-120 cm. civarındadır. Bölge'de Akdeniz iklimi hakimdir. Seyahat acentaları Bozdağ'a günübirlik turlar düzenlemektedir. 

Kayak alanları 1528 m. - 2157 m. yükseklikleri arasındadır. Özellikle dağın kuzeye bakan yamaçlarında Alp disiplini kayak uygulamaları yapmak için elverişli bir ortam sunar.




Bozdağ, coğrafik konumu açısından çok fazla ormanlık alana sahip olması, doğal güzellikleri, Belde içerisindeki piknik ve mesire yerleri ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Ayrıca Ege'nin Uludağ'ı olarak kabul edilen Bozdağ Kayak Merkezi'nin de açılmış olması bölgeyi cazibe merkezi haline getirmiştir. 
Bölgeye yapılan turlar genellikle Ödemiş, Birgi, Gölcük, Bozdağ, Salihli Kaplıcaları, Sart şeklinde yapılmaktadır.

Hem yaz ve hem de kış sezonlarında turizme açık olan Bozdağ Kayak Merkezi 1998 yılında hizmete açılmıştır. Tesis tatil günlerinde 15 binin üzerinde ziyaretçiye hizmet verebilmektedir. Tesiste 3 adet kayak alanı bulunmakta olup, profesyonel ve amatör kayakçılara hitap etmektedir. Tesis içerisinde 60 yataklı otel, restoran, kafeterya, izleme balkonları bulunmaktadır.

Bozdağ'da her yıl Şubat ayında "Dağcılık Şenlikleri" yapılmaktadır. Beldeye gelen dağcılık kulübü üyeleri bu tarihler arasında kamp yaparak zirve yürüyüşü gerçekleştirmektedirler.

Bozdağ Yamaç Paraşütü için de uygun coğrafi koşullara da sahiptir. Yamaç paraşütü tutkunları özellikle bahar ve yaz aylarında beldeye yoğun ilgi göstermektedirler.

İzmir'den Bozdağ'a 2 farklı güzergahtan ulaşılabilir. Bunlar;

İzmir - Kemalpaşa - Turgutlu - Sart - Bozdağ yolu (110 Km)

İzmir - Torbalı - Bayındır (yada Tire) - Ödemiş - Birgi yada Gölcük - Bozdağ yolu (130Km)

Bozdağ - Ödemiş arası 26 km.dir.



BİRGİ ULU CAMİİ

        

1311-1312 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Camii, duvarları kesme taşlarla örülü, kare planlı, beş nefli, sekiz sütunlu, ahşap tavanlı,kalın tuğla süslemeleri ve minaresi ile dikkat çekmektedir.

İzmir Camileri İçin Tıklayınız

BİRGİ ÇAKIRAĞA KONAĞI

 

Birgi Çakırağa Konağı, Birgi Deresi'ne paralel Çakırağa Sokağı'nda, Karaoğlu Camii'nin batısındadır. Mimari üslubu korunmuş ender konaklardan biridir.


İnşasına Abdullah Ağa tarafından başlandığı, 1837'de vefat eden Birgili zengin tüccar Şerif Ali Ağa tarafından tamamlandığı tahmin edilmektedir. Taş temel üzerine ahşap çatkı arası kerpiç dolgu tekniğiyle, 'U' şekilli zemin üzerine iki kat olarak inşa edilmiştir. Batısındaki dar sokağa açılan iki kapısı vardır.

Taş döşeli zemin katta, hizmetçi, nöbetçi, bekleme odaları ve ahır yer alır. Konağın birinci ve ikinci katları dış sofalı plan tipinde, üç eyvanlı ve bu eyvanlar arasında ikisi büyük, ikisi küçük olmak üzere dört odası vardır. Eyvan duvarlarının üst kesimi panolar içine yerleştirilmiş kalem işi motiflerle bezenmiştir. Ahşap tavan çıtalarla baklavalara bölünmüş ve her birinin içi boyama meyve örnekleriyle veya derin oyma tekniğiyle yapılmış ahşap çiçek motifleriyle süslenmiştir.

İkinci katta bulunan sofanın güneybatısından 'İstanbul Odası' olarak adlandırılan baş odaya girilmektedir.Odanın kuzeyindeki ahşap dolabın üstüne düşsel bir İstanbul panoraması resmedilmektedir. Ahşap tavanı iki bölümlüdür. İstanbul manzarasına yakın olan bölüm bir kenarsuyu ile çevrelenmiştir. Şerit üzerine çiçekler ve kıvrımlı dallar resmedilmiştir. 'İzmir Odası' denen mekan sofanın kuzeybatısındadır. Güneyindeki ahşap dolabın üst kesimindeki İzmir panoraması iki yanda birer sütün ile sınırlandırılmıştır. Ahşap tavanı iki bölümden oluşmaktadır. İzmir panoramasına yakın olan bölüm çıtalarla oluşturulmuş dörtgen panolara ayrılmıştır. Tavanın diğer bölümündeki aynı tür panoların içi çiçek resimleriyle, derin oyma tekniğiyle yapılmış ahşap çiçek motifleriyle bezenmiştir.

Duvar resimleri ve kalem işi süslemeleriyle ünlü konakta, ahşap süsleme teknikleri ağırlıkla kullanılmıştır. Resimlerde konu olarak; tek yapı tasvirleri, manzaralar, çeşitli natürmortlar, çiçekler, kartuşlar, boş madalyonlar, girlandlar, perde ve sütun motifleri işlenmiştir.

 



Çakırağa Konağı'nın 1977-1995 yıllarındaki esaslı onarımında, merdivenleri ve bazı ahşap aksamları yenilenmiş, duvar resimleri resimlenmiş ve doğusunda kalan parselleri de içine alacak şekilde bahçesi yeniden düzenlenerek 15 Kasım 1995'te ziyarete açılmıştır. Tel: (0232) 531 52 05

Pazartesi hariç 08.30-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.

 

BİRGİ ŞEYH MUHİDDİN HAMAMI (ÇUKUR HAMAM)



İnşa malzemesi olarak moloz taştır. Soyunmalık kısmı günümüze ulaşmamıştır. Ilıklık ve ılıklığa bağlı tuvalet ve tıraşlık mekanları ile sıcaklığı oluşturan halvetler ve su deposu ayaktadır. Mevcut veriler, başlangıçta tek hamam olarak inşa edilen yapının kısa bir süre sonra çifte hamama dönüştürüldüğünü düşündürmektedir. Yapının inşa tarihinin 15-16. yüzyıl olduğu bilinmektedir. 
Birgi belde merkezindedir. Fatih Bey Caddesi ile Birgi Deresi arasındaki Okul Sokak üzerinde, Derviş Ağa Darülhadisi’nin karşısındadır. 
Camikebir Mahallesi Okul Sokak No: 9 Birgi – Ödemiş / İZMİR

BİRGİ BIÇAKÇIZADE ÇEŞMESİ



Tuğla ve moloz taşlarla inşa edilmiştir. Cephede yer alan iki çökertmeden dıştaki kaş kemerli, içteki ise sivri kemerlidir. Kaş kemerin hemen üzerinde ise üst sırası tahrip olduğu için kaç sıra olduğu anlaşılamayan bir kirpi saçak bulunmaktadır. İçteki çökertmenin içine mermer bir çeşme aynası yerleştirilmiştir. Aynanın iki yanında, kaş kemerli kartuşlar içine yerleştirilmiş birer selvi motifi bulunmaktadır. Bu motiflerin arasında ise bir inşa kitabesi göze çarpmaktadır. Kitabe levhasının hemen altındaki Batılılaşma dönemi özellikleri taşıyan bitkisel süslemeler dikkat çekicidir. Çeşmenin yalak taşı olarak devşirme bir lahit kullanılmıştır. Üzerindeki inşa kitabesine göre çeşme, 1222/1807-08 yılında Bıçakçı es-seyid Hacı Halil Ağa tarafından yaptırılmıştır. 
Birgi belde merkezindedir. Halk arasında koca çeşme olarak da anılan yapı Birgi Deresi’nin batısında, Derviş Ağa Cami’nin karşı tarafında yer almaktadır. 
Kurtgazi Mahallesi Şehit Gürol Madan Caddesi Birgi – Ödemiş / İZMİR

BİRGİ SU KEMERİ


Moloz taş ve tuğlalarla inşa edilmiştir. Buradan geçen yolun açılması sırasında yıkıldığı anlaşılan su kemerinden günümüze sadece iki adet yuvarlak kemer kalmıştır. 17.- 18. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Birgi belde merkezinden İmam-ı Birgivi Türbesi’ne giden yol üzerindedir.  
Camikebir Mahallesi Birgi – Ödemiş / İZMİR
 

ÇOBANDEDE TÜRBESİ

Beylikler Döneminden kalma bir yapı Ödemiş ilçe merkezinin en eski binası durumundadır. Aynı zamanda bölgedeki değil, Anadolu'daki erken mezar yapılarından biridir; türbeden çok kümbet özelliği taşımaktadır. Kaynaklarda Kızıl Ali (Baba) Zaviyesi, Abdal Cüneyd Zaviyesi-Tekkesi olarak da geçen yapının inşa tarihi hakkında bugüne değin açık bir belgeye rastlanmamıştır. Ancak, mimarî özellikleri Aydınoğlu Beyliği dönemini işaret etmektedir.

Sekizgen planlı yapı taş ve harç kullanılarak inşa edilmiştir. Sekizgen formlu bir külah ile örtülüdür. Giriş demir bir kapı ile sağlanmaktadır. Üç cephesinde pencere mevcut olup, bir tanesi sonradan örülerek kapatılmıştır.

Mülkiyeti Ödemiş Belediyesi'ne ait olan türbenin restore edilmesi ve çevre düzenlemesinin yapılması için çalışmalar devam etmektedir.

İzmir Türbeleri için Tıklayınız

İlçe sınırları içerisindeki Osmanlı Dönemi'ne ait Tescilli Camiler

- Küçük Camii

- Büyük Camii

- Köşebaşı Camii

- Manav Ahmet Camii

- Tekkeli Camii

- Çamlık Camii

- Ekinpazarı (Hacı Abdi Ağa) Camii

- Kubbeli Camii

İLKKURŞUN'UN ÖNEMİ VE TARİHÇESİ

İlkkurşun köyünün kurucuları, Kuzey Kafkasya'nın Otokhton (yerli) halklarından olan Çerkezlerin Şapsığ boyundandı. Çarlık Rusyası tarafından sürgün edilen köylüler 1879 yılının son aylarıyla 1880 yılının ilk günlerine kadar şimdiki yerinde köy evlerini Kafkas tipi evlerini imece usulü ile kurarak yerleşimlerini tamamlamışlardır.

Yöre Halkı tarafından Hacı İlyas olarak bilinen Köyün ilk resmi ismi, ilk yerleştikleri Fethiye ilçesinden esinlenerek Fethiye veya Fethiyar olarak anılmıştır. İkinci resmi ismi Burhaniye'dir. 1927 yılında ise Atatürk tarafından İlkkurşun ismi verilmiştir.

İlkkurşun köyü İzmir ilinin Ödemiş İlçesine bağlıdır. Ödemiş'in 10-11 km batısında İzmir- Ödemiş Demiryolu ve karayolu kenarına kurulmuştur. Köyün yol kenarına kurulmasında ana etken o zaman ki Osmanlı yönetiminin İzmir- Ödemiş Demiryolunu güvence alına alma politikasında yatmaktaydı.

I.Dünya Savaşında yenik düşen Osmanlı ülkesin birçok bölgesi gibi Batı Anadolu bölgesi de büyük devletlerce işgal edilmeye başlanmıştı. Yunanlılar, Büyük Helen İmparatorluğu kurma hayali ile (Megalo İdea) yerli ve yabancı işbirlikçilerin karşı konulmaz propagandalarıyla 15 Mayıs 1919 da İzmir'e çıkmışlardı. İşte o andan itibaren İngiliz silahları ve mühimmatı silahlandırılmış olan Yunan ordusu, Torbalı'ya geldiğinde iki kola ayrılarak birinci kol, Aydın yöresini işgal etmek, ikinci kol da kendilerine verilen güzergah olan İzmir- Ödemiş demiryolunu takip ederek Ödemiş ilçesini işgal için yola koyulmuştu.

25 Mayıs'ta Bayındır,28 Mayıs'ta da Tire'nin Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Ödemiş halkı da işgal tehlikesini yakından hissetmeye başlamıştı. Yunan Efzon Birliklerini Ödemiş'e sokmamak için Küçük Menderes havzasının kahraman çocukları olan Ödemişli vatanperverlerle köy halkı arasında varılan görüş birliği sonucunda köy sırtlarında bir cephe kurulmasına kara verilmişti.

Köylüler arasındaki çalışmalar sonrasında Cephe Komutanlığına Ali Orhan Bey (sonradan İLKKURŞUN soyadını almıştır.) getirilmiş ve 31 Mayıs 1919 akşamı cephe kurularak son hazırlıklar gözden geçirilmiştir. Artık düşmanın gelmesi heyecanla beklenmekteydi. Bu sırada Köy, İlkkurşun muharebeleri başlamadan önce boşaltılmıştı. O günkü köyün minaresiz camisi de Dr. Mustafa Bengisu tarafından ecza malzemesi ile doldurularak sahra hastanesine dönüştürülmüştü. Thı-xujıko Kamil Bey'in 2 katlı evinin mahzeni de yedek cephane olarak mermilerle, Thauvşe Bekir Bey'in evi de levazım deposu olarak yiyecek-içecekle doldurulmuştu.

(Dr Mustafa Bengisu : (koca doktor.)Osmanlı'nın son dönemlerini yaşamış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda emeği geçen gerçek bir Kuvayı Milliyeci, inançlı bir vatan sever, Cumhuriyet'in ilk günlerinde, yoksulluğun ağırlığı altında ezilen kasabasını daha iyi günlere taşımak için her türlü zorluğa göğüs geren, yürekli, öncü bir vatansever ve liderdir.Cumhuriyet dönemi ilk belediye başkanlarımızdandır. (1927-1935) - milletvekili))

31 Mayıs 1919 akşamı Hacı İlyaslar (İlk Kurşun) istasyonunu işgale gelen ve Çakavlos komutasındaki Yunan Birliği Aydın'dan gelecek bataryayı beklemeksizin elindeki kuvvetlerle 1 Haziran sabahı taarruza geçmişti. Yunan taburu demiryolunun kuzeyindeki tepeler üzerinden ilerlemiş, taburun Tire'de bulunan bölüğü de kuvayi milliyenin sol tarafını çevirecek surette Hacı İlyas yönüne yönelmişti.

Yunan taburu Ödemiş Jandarma Komutanı Tahir Bey'in silahlandırmasıyla bölgede olan Ödemişli Ali Orhan Efe'nin saldırısına uğramıştı. Ellerini kollarını sallaya sallaya Ödemiş'i işgal edeceğini sanan bu komutan neye uğradığını şaşırmıştı. Kısmen pusuya düşürülen Yunanlılar bir hayli zaiyat vermişlerdi. Saatlerce muharebe eden efeler cephanenin tükendiğini belli etmemek için ateşi yavaş yavaş azaltmışlardı. Akşam ezanını geçmişti, cephanesi kalmamış olan efeler birer ikişer Ali Orhan Efe'nin direktifiyle çekiliyordu. Diğer kızanlar ise karanlık çökünceye kadar ateşe ara ara devam etmişler ve karanlık tamamen bastırınca karanlıktan yararlanarak çarpışma yerinden uzaklaşmışlardı. Fakat Yunanlılarda uyku bırakmamışlardı.

Bu İlkkurşun muharebelerine rağmen köy Yunanlar tarafından işgal edilmişti. Bir çok kayıp veren Yunanlılar bunun acısını çıkartmak için ilerlediklerinde Caminin damına çakılan çift bayrağı gördüklerinde (Osmanlı ve hastane sancakları) direnişin merkezi burasıdır diyerek köyün doğu yakasından başlayarak cami de dahil bütün ev ve yapıları ve civardaki diğer köylerden Çatal, ve Kabaköy köylerini de yakmışlardı.

Bu muharebe Anadolu'nun Milli kuvvetleri ile Yunan ordusu arasındaki ilk muharebedir.

Jandarma Komutanı'nın Kolordu Komutanlığı'na gönderdiği raporun altına 'Ödemiş Milli Kuvvetler Komutanı' olarak imza atması ayrıca dikkate değerdir.

İlkurşun muharebeleri kurtuluş savaşımızın ilk ateşleyicisi olmuştur.

Karşı konulamaz , onunla savaşılamaz propagandalarıyla İzmire çıkan Yunan ordusuyla savaşılabileceği kanıtlanmış kısa sürede bu direniş Batı Anadolu'da yankılanmış ve bütün yurt sathına yayılmıştır.

Ali Orhan Efe'nin bu kahramanlığı o yöredeki vatanseverlere bir işaret ver bir hazır ol emri bir vatanseverlik örneğiydi.

İlkurşun muharebelerinin esas önemi HALKA dayanan ve gerçek bir halk direnişi olarak ortaya çıkmasındır.

Atatürk ve onun silah arkadaşları halka dayanmayan hiçbir harekatın başarıya ulaşmayacağını biliyorlardı. Yunanlılar İzmir'e çıktıktan sonra gerçek bir halk infialini bekliyorlardı işte bu da Ödemişli kahramanlara nasip olmuştur. Kurtuluş Savaşını, fiilen bu cephede yaktıkları kıvılcımla büyük bir sevda haline getirmiş, Kuva-i Milliyenin ilk gerçek zaferi olmuştur.

İşte bu ulu direnişi gelecek nesillere anlatmak için 1924 İlkurşun köyünde Anıttepeler mevkiinde bir anıtın yapılmasına karar verilmiş ve anıtın üstüne 1 Haziran 1919 tarihinde 'düşmana ilkurşun buradan atıldı.' yazılmıştır.

1925 yılının Mayıs ayının son Pazar günü devlet erkanının da hazır olduğu o günkü İzmir Valisinin Ali İhsan Paşa'nın da katılımıyla açılışı yapılmıştır. O günden bu yana ilkkurşun cephesinin kahramanlarını anmak için Mayıs ayının son Pazar günü devlet erkanının da hazır olduğu ve yöre halkıyla beraber kutlamalar yapıldığı bilinmektedir.

Kaynak

Yrd. Doç. M.Emin Elmacı-Dokuz Eylül Üniv--Atatürk İlkeleri ve İnkıla Tarihi Enst.

Mahmut AKIN-Emekli Öğretmen-İlkkurşun köyü--Araştırmacı

İlkkurşun Kafkas Kültür Dayanışma Ve Yardımlaşma Derneği

ÖDEMİŞ YAYLALARI

Turizm olgusunun son yıllarda giderek önem kazanan yaklaşımı eko-turizm ülkemizde, öncelikle dağlar üzerinde gelişme göstermiştir. Doğal ortamın sunduğu imkanları, bölge insanın kültürünü ve tarımsal geleneklerini turizme kazandıran bu turizm türü ülkemizin bir çok yöresinde hızla benimsenmekte ve gelişmektedir. Bu gelişme alanlarından biri Izmir ve Manisa illeri arasında doğal bir sınır oluşturan Bozdağlar'dır. Yüksekliği 2159 m'ye ulaşan Bozdağlar, Ege bölgesinin geniş ve verimli tarım alanlarıyla adeta çepeçevre kuşatılmıştır. Gediz ve Küçük Menderes ovaları arasında, doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 170 km uzanan sıradağlar üzerindeki yüksek düzlükler bölgenin yaylaları olarak önem taşımaktadır. Ödemiş ilçesinde toplam 17 adet yayla bulunmaktadır. Özellikle Gölcük, Bozdağ,Subatan, Horzum,Elmabağı,Kemer, Hamamköy, Çamyayla, Başova, Ayvacık, Gündalan, Küçük ve Büyük Çavdar,yaylaları ekoturizm için uygun mekanlar olarak gün geçtikçe önem kazanan alanlardır.


Kıyı Ege bölümünün en görkemli dağı olan Bozdağlar, tarih öncesi çağlardan günümüze birçok kültüre nimetlerini sunmuş, bir çok efsaneye ve mitolojik kahramana ev sahipliği yapmıştır. Gediz ve Küçük Menderes havzaları arasında hem doğal bir engel, hem de stratejik bir geçit olan Bozdağlar, eski çağlardan beri insanların ilgisini çekmiştir. Bozdağlar üzerindeki yaylaların Efes antik kentinden Sart'a ulaşımda kullanıldığı bilinmektedir. Yaylalar ve çevresi arkeolojik ve kültürel birikimiyle ekoturizm için uygun mekanlar olarak görülmektedir. Ekoturizm, dağ turizmi ve kış turizmi için uygun mekanlar sunan Bozdağlar platosunda yıllık ortalama sıcaklık 11°C civarındadır. Ocak ayı ortalaması 1°C'ın altında gerçekleşirken, kış aylarında kar yağışlı günlerin sayısı 5-13 arasında değişmekte ve kış sporları için uygun koşullar taşımaktadır. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 19°C olan yaylalar, yaz aylarında çevresindeki Gediz ve Küçük menderes ovalarından çok daha serin coğrafi ortamlardır.

Bozdağlar üzerindeki yaylaların en büyüğü Gölcük yaylasıdır. Yayla, içinde bulunan yaklaşık 1 km² lik alüvyon set gölü ile turistik açıdan önemlidir. Göl çevresindeki düzlükler ve gerisindeki orman dokusu eko-turizm için uygun alanlardır. Günümüzde göl ve çevresi önemli bir rekreasyon-piknik alanıdır. Ödemiş ve Salihli'den hatta Izmir'den gelen günübirlikçiler yaylaya ulaşmaktadır. Gölü ziyaret edenler balık avlama ve sandal gezileri,doğa yürüyüşüiçin ideal bir atmosferi solumaktadırlar. Yaylada turistleri ağırlayabilecek nitelikte otel ve pansiyonlar bulunmaktadır. Yaz aylarındaki serin havasının ve yeşilin tonlarının insanı derinden etkilediği büyüleyici bir coğrafi ortamdır Gölcük.

Bozdağ ve Elmabağı yaylaları yamaçlarındaki gür ormanları, zengin florası, su kaynakları ve sıcaklığın yaz aylarında 20-24°C'lerde gerçekleştiği serin atmosferi ile eşsiz bir doğaya sahiptir. Bozdağ yaylasının doğusunda 2159 metreye kadar yükselen Bozdağ zirvesi kış sporları için uygun bir alan oluşturmaktadır. Kışın beyaz bir örtü giyen Bozdağ'dan Gündalan yaylasına oradan da Büyük Çavdar yaylasına ulaşıldığında, 1500 metreden zirveye kadar uzanan bir telesiyej ve kayak pistleri dikkati çekmektedir. Zirveye ulaşıp, Bozdağların çevresinde alabildiğince uzanan manzaraya dalıp gitmek çok etkileyicidir.

Bozdağlar üzerindeki diğer bir yayla Subatan'dır. Adı, içinde bulunan küçük ölçekli bir düdenden gelmektedir. Bu yaylaya komşu olan Çamyayla, Artıcak, Ayrıcak, Başova yaylaları gür ormanları, buz gibi suları ve tertemiz atmosferi ile uygun rekreasyon alanları olarak keşfedilmeyi beklemektedir.

Bozdağlar üzerindeki tüm yaylalara ulaşılabilinir. Bunun yanında doğal ortamın korunmuş olması, ekoturizm için uygun ortamı, yaz aylarında çevresindeki ova ve kıyı alanlarına göre oldukça serin oluşu önemli özellikleridir. Bu özellikleriyle Bozdağlar ve yaylaları, Izmir ili ve çevresi için en geniş alanlı rekreasyon ve ekoturizm alanı olarak belirmektedir.

Son yirmi yıl içinde rekreasyonel (günübirlik) faaliyetlerin gelişmesi, Izmir'e yakınlığının bir avantaj olması nedeniyle, özellikle Gölcük, Bozdağ, Kayak Merkezi ve Büyük Çavdar çukurlukları hızla tanınmakta ve geleceğin önemli 'ekoturizm' sahaları olma yolunda gelişmektedir.

ÖDEMİŞ MÜZESİ

Kuzeyde Bozdağlar ile, güneyde Aydın Dağları arasında uzanan Küçük Menderes Nehri'nin suladığı verimli bir ovada yer alan Ödemiş'te bir müze kurulması fikri 1974 yılında oluşmaya başlamıştır. Eski eser koleksiyoneri olan Mutahhar Başoğlu'nun biri 1816 m², diğeri de 956 m² olmak üzere toplam 2772 m² lik arsasını, 1975-1976 yıllarında müze binası yapılmak üzere hazineye bağışlamış ve müzenin kuruluşuyla ilgili ilk teşebbüs böyle gerçekleşmiştir.

Müze binasının inşaatına 1977 yılında başlanmış, 1983 yılında da tamamlanmıştır. Ödemiş Müzesi'nin yapımından önce yöreye ait eserler İzmir Arkeoloji Müzesi ve Tire Müzesi'nde korunmaya alınmış bulunuyordu. Müzenin yapımını müteakip bu eserler her iki müzeden devir alınmıştır. Diğer taraftan kronolojik bütünlüğü sağlamak amacıyla ihtiyaç duyulan arkeolojik ve etnografik eserler ile sikke örnekleri çeşitli müzelerden seçilmiş ve Ödemiş Müzesi'ne intikal etmiştir.


Bodrum kat üzerine bir zemin kattan ibaret olan ve çadır formu verilerek yapılan müze tek bir salondan oluşmaktadır. Etnografya Müzesi olarak yapılan binada mevcut etnografik malzemelerin yanı sıra bölgeye ait arkeolojik eserler de teşhir edilmektedir. Arkeolojik seksiyonda; çoğunluğu Eski Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000), Arkaik (M.Ö. 700-480) Klasik (M.Ö. 30-M.S. 395) ve Bizans (M.S. 395-1453) çağlarına ait eserler teşhir edilmektedir. Bu eserler seramikler, idoller, keski ve baltalar, ağırşaklar, kandiller, bronz eserler, cam eserler, süs eşyaları, pişmiş toprak heykelcikler, mermer heykel ve heykelciklerdir. Arkeolojik seksiyonda ayrıca Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı Dönemlerine ait 2545 adet sikke bulunmaktadır. Etnografik seksiyonda; çoğunluğu Osmanlı dönemine ait çeşitli silahlar, bakır ve gümüş eşyalar, cam eserler, süs eşyaları, el işlemeleri, giysi örnekleri sergilenmektedir. Müzede Türkiye Cumhuriyeti Dönemine ait el sanatlarına ilişkin örnekler de mevcuttur.

Ödemiş Müzesi'nde kolleksiyoner Mutahhar Başoğlu tarafından hibe edilen bir grup arkeolojik ve etnografik eser ile birlikte satın alma yoluyla elde edilenler toplam 4458'e ulaşmıştır.

Arkeolojik eser: 3106 adet, Etnografik eser: 870 adet, Sikke: 12130 adet

Toplam eser sayısı: 16106 adettir.

Müzemiz ücretsiz olarak ziyaret edilmektedir. Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.

İletişim Bilgileri:

Adres: Hürriyet Mahallesi, Atatürk Caddesi,(Birgi yolu üzeri) No:88 Ödemiş

Telefon: 0(232) 545 11 84 Faks: 0(232) 545 11 88

 

ÖDEMİŞ İLÇESİNE ULAŞIM

 

Ödemiş ilçesi'ne Karayolu ve demiryolu ile ulaşım sağlanmaktadır, ilçe merkezinden ve İzmir otogarından sabah 05'ten akşam 21:00’e kadar yarım saat ara ile karşılıklı otobüs seferleri düzenlenmektedir. Ayrıca ilçe merkezinden Alaşehir-Salihli-Selçuk-Kuşadası’na karşılıklı seferler vardır. Ödemiş-Torbalı-İzmir demiryolu hattından günde 5 kez karşılıklı seferler düzenlenmektedir.

İlçeye hem Karayolu hem de demiryolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Ödemiş’e İzmir Otogarından (Yenigaraj) kalkan otobüslerle doğrudan ulaşmanız mümkündür. İzmir merkezden 302 KONAK-OTOGAR hattı ile Yenigaraj’a ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Basmane Tren Garı’ndan düzenli olarak Ödemiş’e tren seferleri yapılmaktadır. Raylı sistem ve Otobüs aktarmasını kullanarak ilçeye ulaşmanız için: Evka3 –Bornova ya da Fahrettin Altay yönünden Metro ile Halkapınar ya da Hilal aktarma Merkezlerinden Cumaovası- Menderes yönüne giden İZBAN’ı kullanarak Sarnıç istasyonundan

720 TORBALI-SARNIÇ AKTARMA 795 ÖDEMİŞ – TORBALI AKTARMA hatlarını kullanmanız gerekmektedir.

Ödemiş’e Ulaşım:

İZOTAŞ: 0 232 472 10 10

İzmir Otogarı: 0 232 472 03 61

İstanbul Otogarı: 0 212 658 18 40

Ankara Otogarı: 0 312 224 00 31

Salihli Otogarı: 0 236 714 17 57

Alaşehir Otogarı: 0 236 653 72 13

Aydın Otogarı: 0 256 213 25 64

Nazilli Otogarı: 0 256 313 11 06

Selçuk Otogarı: 0 232 892 39 79

Demiryolu Ulaşımı:

İzmir Basmane Garı: 0 232 484 86 38

İzmir Basmane Rezervasyon: 0 232 484 53 53

İzmir Alsancak Garı: 0 232 458 31 31

Ödemiş Gar Şefliği

Tel: 0 232 545 14 98

Havayolu Ulaşımı:

İzmir Adnan Menderes Hava Limanı: 0 232 274 26 26

Hava alanı içinden geçen demiryolu ya da karayolu aracılığıyla aktarma gerektirmektedir.

ÖDEMİŞ İLÇESİ HARİTA


Etiketler: Ödemiş, Ödemiş Hakkında Bilgi, Ödemiş Forum, Ödemiş Hastanesi, İzmir İli Ödemiş İlçesi, Ödemiş İlçesi Hakkında Bilgi, Ödemiş Rehberi, Ödemiş İlçesi Sınırları, Ödemiş Nereye Bağlı, Ödemiş İzmir, Ödemiş hakkında, İzmir Ödemiş Otelleri, Ödemiş Türkiye Otelleri, Ödemiş Pansiyon,  Ödemiş İlçesi, İzmir Ödemiş Belediyesi, İzmir Ödemiş Köyleri, Ödemiş Gezilecek Yerler, İzmir Ödemiş Satılık Ev, İzmir Ödemiş Haritası, Köyü Satılık Ev, Ödemiş Köyü Satılık Arsa, Ödemiş Satılık Bahçe, Ödemiş Köyleri Harita, Ödemiş, Ödemiş Köyü Satılık, Dolmuş Saatleri, Ödemiş Köyü Muhtarlığı, İzmir Merkez satılık ev Satılık Evler, Ödemiş Nüfusu, Ödemiş Gezilecek Yerler, Ödemiş Nedir, , Ödemiş Koyları, Ödemiş Plajları, Ödemiş Köyleri, Ödemiş Harita, Ödemiş İlçesi Haritası, Ödemiş Belediyesi Burs, Ödemiş, Ödemiş kurtuluş günü, İzmir Ödemiş Nerede, Ödemiş Belediyesi Telefon, Ödemiş Hakkında, Ödemiş Otogar, Ödemiş Ünlüleri, Ödemiş Kuruluş Tarihi, Ödemiş Hakkında Bilgi, İzmir Ödemiş Haberleri, İzmir Ödemiş Kiralık Daire, Ödemiş yangın, İzmir Ödemiş Kiralık, Ödemiş Belediyesi Etkinlikleri, Ödemiş Gezilecek Yerler, İzmir Ödemiş Birgi, İzmir Ödemiş Nüfusu, İzmir Ödemiş Kaç Km, İzmir Ödemiş Köyleri, Ödemiş Harita, Ödemiş Nüfusu 2017, Ödemiş Türkiye Otelleri, İzmir Ödemiş Satılık Ev, İzmir Ödemiş Gezilecek Yerler, Ödemiş Rehberi, İzmir Ödemiş Rehberi, Ödemiş Postta Kodu, Ödemiş Kaymakamı Kimdir, Ödemiş Belediye Başkanı Kimdir, Ödemiş Kurtuluşu, Ödemiş Adı Nereden geliyor, İzmir Ödemiş Haritası, Ödemiş Balık, Ödemiş Okulları, Ödemiş Türkiye Otelleri, Ödemiş Hakkında Kısa Bilgi, İzmir Ödemiş Nöbetçi Eczane, Ödemiş İzmir, Ödemiş Hangi İlin İlçesidir, Ödemiş Öğretmenevi, Ödemiş Eğitim, Ödemiş Hava Durumu, Ödemiş Fotoğrafları, Ödemiş İzmir İlindedir, Ödemiş Hayvancılık, İzmir Ödemiş arası kaç Km'dir?, Ödemiş Nereye Bağlı, İzmir Ödemiş Satılık Daire, Ödemiş City Guide, Ödemiş adını nereden alır, Ödemiş Hakkında Uzun Bilgi, Ödemiş Belediyesi Nerede, İzmir Ödemiş Adliyesi, Ödemiş Mahalleleri, Ödemiş Fırsatları, Ödemiş Sağlık, Ödemiş Köyleri nelerdir, Ödemiş Resimleri, Ödemiş Eğlence Mekanları, Ödemiş Sokakları, Ödemiş Eğlence Yerleri, Ödemiş gezilecek yerler, İzmir Ödemiş köyleri, Ödemiş belediyesi hangi partiden, Ödemiş Turizm,  İzmir Ödemiş kaç km, İzmir Ödemiş satılık evler, İzmir Ödemiş kaymakamlığı, Ödemiş Resimleri, Ödemiş Camileri,  Ödemiş Nerede Haritası ve Ödemiş Mahalleleri, Ödemiş Canlı İzle, Ödemiş Canlı Kamera,  Ödemiş Fotoğrafları, Ödemiş Mobese, Ödemiş Gezip Görülecek yerler, Ödemiş kalınıcak yerler, Ödemiş Hava Durumu, Ödemiş Gezi Rehberi, Ödemiş Mobesa, Ödemiş Ulaşım Rehberi, Ödemiş Nüfusu,  Ödemiş gezilecek noktalar, Ödemiş Etkinlikleri, Ödemiş Pazarı, Ödemiş Sağlık, İzmir Otogar Ödemiş Arası Kaç Km, İzmirden Ödemiş'ye Nasıl Gidilir, İstanbul İzmir Ödemiş Kaç Kilometre, İzmir Havaalanı Ödemiş Arası Kaç Km, İzmirle Ödemiş Arası Kaç Km, İzmir Ödemiş Konak Arası Kaç Km, Ödemiş Alsancak Arası Kaç Km, İzmir Narlidere Arasi Kac Dakika, Ödemiş Ulaşım, Ödemiş Seyahat, Ödemiş Marketleri, Ödemişte Ne Yenir, Ödemişte Nereye Gidilir, Ödemiş Yemekleri, Ödemiş Yöresel Yemekleri Nelerdir, Ödemiş Köfte, Ödemiş kahvaltı yerleri, Ödemiş Turizm, Ödemiş AVM, İzmir Ödemiş Ekşi, Ödemiş Haritası, Ödemiş Yol Tarifi,  İzmir Ödemiş Belediyesi, Ödemiş Kaplıcaları, Ödemiş Türkiye Yaklaşan Etkinlikler, Ödemiş Kiliseleri, Ödemiş Haritası, İzmir Ödemiş Gezilecek Yerler, Ödemiş Alışveriş Merkezleri, İzmir Ödemiş Mahalleleri, Ödemiş Tren İstasyonu,  Ödemiş Kaymakamlığı, Ödemiş Nasıl Gidilir, Ödemiş Sağlık Rehberi,   Ödemiş Eğitim Kurumları, Ödemiş Sinagogları, Ödemiş Kamu Kurum ve Kuruluşları, Ödemiş belediyesi iftar çadırı, Ödemiş Belediyesi İş İlanları, Ödemiş Haber, Ödemiş Posta Kou, İlçe Kodları, Ödemiş Eleman Arayanlar,  Ödemiş İlçesi Mahalle Listesi ve Mahalle Haritaları, Ödemiş Son Dakika, Ödemiş ilçesi nereye bağlı " Ödemiş hakkında detaylı bilgiler  sayfamıza hoşgeldiniz.


Yorumlar - Yorum Yaz
Üyelik Girişi
DUYURU
booked.net